Disiplin ve Sorumluluk: Sınav Başarısının Görünmeyen Gücü

Admin
By -
0

Sınavlara hazırlanmak, çoğu zaman sadece bilgi biriktirmekten ibaret zannedilir. Oysa işin aslı öyle değildir. Bilgi kadar, o bilgiyi doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmak da önemlidir. İşte bu noktada karşımıza çıkan iki temel kavram var: disiplin ve sorumluluk. Birçok öğrenci bu kelimeleri defalarca duymuştur ama ne yazık ki bu iki kavramın hayattaki karşılığını tam olarak oturtmak kolay olmuyor. Aslında başarı, bu ikisini alışkanlığa dönüştürmekle başlıyor.


Disiplin dediğimiz şey, bazen istemesek de çalışma kararı alabilmek, bir planı uygulamaya devam etmek ve kendimize koyduğumuz kurallara sadık kalmak demektir. Örneğin sabah 9’da ders çalışmaya başlama kararı aldıysanız ve o gün canınız istemese bile masaya oturduysanız, bu disiplinli bir davranıştır. Zaten disiplinli olmak her zaman istekli olmak anlamına gelmez; asıl mesele, istek olmadığında da devam edebilmekte gizlidir. Sorumluluk ise bu sürecin başka bir yönüdür. Sınav sizin sınavınızsa, çalışmak da sizin görevinizdir. Sizi takip eden biri olmasa bile, kendi sürecinizi sahiplenebilmek gerçek sorumluluktur.


Tabii bunlar kulağa güzel geliyor olabilir ama “Nasıl yapacağız?” sorusu hala ortada duruyor olabilir. Bu konuda işe yarayan en etkili stratejilerden biri, net hedefler koymakla başlıyor. Hedefiniz belli değilse neye göre plan yapacaksınız? Hedef belirlemek motivasyonu artırır. Hedef koyduktan sonra da buna uygun bir çalışma planı hazırlamak gerekiyor. Plan dediğimiz şey çok karmaşık olmak zorunda değil; hangi gün, hangi saatte, hangi konuyla ilgileneceğinizi bilmeniz yeterli. Zamanla plan yapmayı öğreniyorsunuz. İlk başta mükemmel olması gerekmez. Hatta çoğu zaman planlar uygulandıkça gelişir.





Bir diğer önemli konu da alışkanlık kazanmak. Her gün düzenli çalışmak, küçük tekrarlar yapmak, sosyal medya veya diğer dikkat dağıtıcılarla sınırlı bir ilişki kurmak zamanla sizi daha disiplinli biri haline getiriyor. Bu noktada bilimsel çalışmalar da çok net şeyler söylüyor. Örneğin Duckworth ve Seligman’ın 2005 yılında yaptığı bir araştırma, öğrencilerin başarısını belirleyen en güçlü etkenin IQ değil, öz disiplin olduğunu ortaya koymuş. Üstelik öz disiplin, akademik başarıyı IQ’ya göre iki kat daha fazla etkiliyormuş. Yani zekâ kadar, hatta ondan daha fazla, istikrarlı olmak önemli.


Benzer şekilde Türkiye’de yapılan araştırmalar da, öğrencilerde öz disiplinin ve bireysel sorumluluk duygusunun başarıyı doğrudan etkilediğini söylüyor. Öğretmenlerin çoğu, sınav başarısının sadece bilgi değil, bu iki alışkanlıkla yakından ilişkili olduğunu belirtiyor. Yani aslında bilim de bize şunu diyor: Disiplin ve sorumluluk, sonradan kazanılabilen becerilerdir ve başarıyı belirler.


Sonuç olarak, bu iki kavramı hayatına yerleştiren bir öğrenci, sadece sınavda değil, hayatın birçok alanında başarılı olur. Çünkü bu alışkanlıklar sadece sınavlara değil, iş hayatına, insan ilişkilerine, hedeflerine ulaşmaya da katkı sağlar. Ne kadar zeki olursanız olun, eğer bir plana sadık kalamıyorsanız, başladığınız işi bitiremiyorsanız ya da görevlerinizi erteliyorsanız başarı tesadüfi olur. Ama disiplinli ve sorumluluk sahibi bir öğrenci, günü geldiğinde mutlaka karşılığını alır. Çünkü emek, eninde sonunda kendini gösterir.


Yorum Gönder

0Yorumlar

Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!

Yorum Gönder (0)